Rüya tabirleri sitesi hakkında
Sitemiz dini rüya tabirleri hakkında bilgiler içermektedir, ve sitemizin amacı gördüğünüz rüyaların anlamlarını dini bilgiler ışığında anlamlandırmanıza yardımcı olmaktır, öncelikle rüya ve rüya tabiri hakkında bir takım bilgiler vermekte fayda var.
Rüya tâbiri, şeriatte makbul bir ilm-i şeriftir.
Yüce Kitabımız Kur'ân'da bunun delilleri, Resûl-i Ekrem efendimizin hadislerinde hüccetleri vardır.
Yüce Allah, Hazret-i Yûsuf'a rüya ilmini ihsan ve ikram buyurmuştu. Buna işaretle
Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Rabbin seni seçecek ve sana rüya tâbirini öğretecektir.”
Rüya ilmi, insanlığın ve âlemin başlangıcından beri akıp gelen bir ilimdir ki, nebiler ve
resuller o ilim ile amel etmişlerdir. Peygamberlerin çok kerre rüya ile verdikleri
haberler, kendilerine rüya ânında Rableri tarafından vahyedilen şeylerdir.
Rüya, uyku halindeki görüş veya görülen şey demektir. Rüya, ne suretle vuku
buluyor, kaç kısma ayrılır? Bu bir nevi idrak midir? Yoksa hayalât ve evhamdan ibaret
midir?
Bu hususa dair hadis-i şerif kitaplarında, ilm-i kelâmda, psikolojide birçok
tezler vardır bunları şöyle özetleyebiliriz:
Rüyalar, İbn-i Mâce'nin Avf ibni Mâlik'ten rivayet ettiği bir hadis-i şerife nazaran üç
kısımdır:
1. insanları mahzun etmek için şeytan tarafından ika edilen bazı hâilevî, korkunç
rüyalardır. Yüksek bir yerden düşmek, köpek tarafından ısırılma, (yılan gibi muzır
canavarların hücumu) gibi... Bunlar esas ve asılsız şeylerdir. İnsan böyle bir rüya
görünce (derhal) Cenâb-ı Hakk'a sığınmak ve bunu başkalarına hikâye etmemelidir.
2. İnsanın uyanıkken ehemmiyetle meşgul olduğu şeylere ait gördüğü rüyalardır.
Bunlar da birer kuruntu veya inhiraf-ı mizaç neticesi olduğundan esassız şeylerdir...
3. Nübüvvetin kırk altı cüz'ünden bir cüz'ü addolunan rüyalardır. Bunlar taraf-ı
ilâhîden birer beşaret veya inzar (kurkutma) mahiyetinde olup, bunları bir kısım
melekler ümmülkitaptan telâkki ederek uyuyanların ruhlarına ilham ederler...
(Câmiussağir şerhleri)
Birinci ve ikinci kısım rüyalar, birer rüyayı bâtıladır. Bunlara din lisanında "hulüm"
denir. Cem'i: Anlamdır. Bunlar karma karışık şeyler olduğundan "Adğâsi ahlâm" da
denir. Adğâs, yaşı kurusuna karışmış ot demetleri demektir.
Üçüncü kısım rüyalara ise birer "rüyayı sâdıka" denilir. Bu sâdık rüyalar, doğru sözlü,
temiz ve pak yürekli, nezih itikatlı zatlara alelekser nasip olur. Ve bu halde bunlara
"rüyayı sâliha" adı da verilir...
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz'e 23 sene vahy-i ilâhi nazil olmuş ve bu vahiy ilk altı
ay zarfında lihikmetin rüya-yı sâliha suretiyle tecelli etmiştir. İşte bu itibar iledir ki, bu
kabil rüyalar birer hakikate tercüman olarak ilm-i nübüvvetin 46 cüzünden bir cüz
sayılmıştır. Nitekim bir hadis-i şerifte:
"Errü'yâüs sâlihati cüz'ün min sittetin ve erbaıyne cüz'ün mine 'n-nübüvveti"
buyurulmuştur.